KıbrısManşetSağlıkSiyaset

Yanlı olmak, yanlışı gizlememeli!

“Madem ki siz salgın koşullarını sallamaksızın eylem yapıyorsunuz, Cenevre dönüşü biz de yaparız” anlamına gelen açıklama yapmak, kışkırtmaktır!

Gala yanlış mıydı?

Evet yanlıştı!

Hangi açıdan?

Pandemi açısından tabii ki!

Peki yanlı mıydı?

Evet, yanlıydı!

-*-*-

Peki, Cumartesi günkü “Federasyon eylemi” ya da “Prömiyer” yanlış mıydı?

Kesinlikle yanlıştı!

Hangi açıdan?

Tabii ki salgınla mücadele açısından!

-*-*-

Peki yanlı mıydı?

Evet!

Yanlıydı da!

-*-*-

Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi Başkanı’nın Cumartesi günü yaptığı “50 kişi” açıklaması neydi?

Doğruydu!

Evet doğru bir açıklamaydı ama “yanlı”ydı!

Neden yanlıydı?

Çünkü aynı başkan, aynı açıklamayı Gala akşamı da yapmak zorundaydı!

Yapmalıydı!

Yapmak zorundaydı!

-*-*-

Peki hükümet?

Hükümet, Gala’ya da izin vermemeliydi; YDP kongresine de!

Ama aynı hükümet, Cumartesi günü de kesinlikle tedbir almalıydı!

-*-*-

Alamadı!

Neden?

Çünkü Kıbrıslı deyişiyle, “kıçı mokluydu”…

Gala’ya, yalakalıktan dolayı “gık” diyememişlerdi; şimdi ne diyeceklerdi?

-*-*-

Tabipler Birliği?

Yanlı!

Hükümet, Üst Kurulu yanlı!

Yanlı olmak, “sürekli yanlış yapmak”tır!

-*-*-

Erhan Arıklı’nın açıklaması?

Yanlı!

Hem yanlı hem son derece provakatif!

“Madem ki siz salgın koşullarını sallamaksızın eylem yapıyorsunuz, Cenevre dönüşü biz de yaparız” anlamına gelen açıklama yapmak, kışkırtmaktır!

-*-*-

Kısacası sevgili dostlar; bizden bir şey olmaz!

“Ses çıkarmamız gereken bir yığın yerde”, taraflı,  yani “yanlı” davrandığımız için, gık diyemiyoruz!

Yanlışa, “yanlıştır” diyemiyoruz!

-*-*-

Bazı doktorlarımız, Cumartesi günkü eylemi eleştirmiş!

Tabipler Birliği’ni de aynı şekilde eleştirip, istifaya davet etmiş!

Yanlı!

Yanlış değil ama yanlı!

Aynı yanlılık nedeniyle daha önceki “yanlış”larda, “gık” diyememişler, şimdi “ötmek” de işe yaramıyor!

-*-*-

İşimize geldiğinde salgın kurallarına dahi uymuyoruz…

Sürekli kendi kendimizle çelişiyoruz…

Ve haliyle, yanlı davranıp, hep yanlış yapıyoruz!

-*-*-

Dizi mi?

Dizi, belgesel değildir ve içerisinde hayali kahramanların bulunması kadar doğal bir şey olamaz!

Ama “yanlı” bakıp, eleştiriyoruz…

Yanlı bakıp “destekliyoruz!”…

Objektif olma durumu sıfır!

-*-*-

Yanlı bakanlar, eleştirenleri “hain” ilan ediyor!

Yine “yanlı” olanlar, filmi beğendiğini söyleyenlere “işbirlikçisiniz” diyebiliyor!

Yanlı bakıp, “görün ve tarihinizi öğrenin” diyenler olabiliyor.

Ki burada araya girmem lazım; Allah’a çok şükür, aklı çalışan bazı milliyetçiler de bu saçma sapan diziye tepki vermeye başladı!

Çünkü dizi gerçek anlamda saçmalığa dönüştü!

-*-*-

Ama yanlı davranıp, daha izlemeden “yanlış” bir yığın yorumlar yapmıştık!

-*-*-

İşimize, çıkarımıza nasıl geliyorsa!

-*-*-

Dün bir iş kazası oldu.

İş kazasında yaralanan işçi, “iş güvenliği” şartı olan bir ihaleye itiraz eden müteahhit kardeşimizin yanında çalışıyordu!

İşimize gelmediği için, “iş güvenliği şartına ne gerek var, tüzüğü iptal edin, ihaleyi de erteleyin” diyen; “iş güvenliği açısından” yanlı davranıp yanlış yapıyor ve o yanlışın bedelini ne yazık ki bir işçi yaralanarak ödüyordu!

-*-*-

Peki çözüm?

Abi, abla, kardeş; çözüm, doğru dürüst bir sistem kurabilmektir.

Her açıdan…

Hukukun üstünlüğü içeren…

Sosyal devlet olmayı başaran…

-*-*-

Yanlı olup yanlış yapanların saygı duyduğu, inandığı, güvendiği bir sistem…

Kuralları düzgün.

Adam kayırmayan.

-*-*-

Salgında bile torpil olmayan bir sistem.

Korkak yöneticiler tarafından yönetilmeyen bir sistem.

-*-*-

Şov değil, iş yapılan bir sistem…

Hamasetle idare edilmeyen, gerçekçi olunabilen bir sistem.

-*-*-

Propagandayla değil, dürüst açıklamalarla bilgilendirilen bir sistem…

-*-*-

Bunların hepsi bu ülkede eksiktir.

Ve bunun sonucu da yaşadığımız “yanlış”lardır!

-*-*-

Üstüne de ahlaksız, pis, iğrenç “trolleri” eklediniz mi; “her yer karanlık!”…

Alın size KKTC!

Alın size laçkalık!

Alın size torpil!

Alın size rüşvet!

Alın size hep yanlış!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu