ManşetSpor

Özlemişim

Beş duyu organının olumlu bir biçimde tetiklendiği SPA merkezlerine gitme lüks değil, ihtiyaç oldu artık

Kıbrıslı Türkler tekliflerinin reddi durumunda tepkilerini genellikle; Hamama git” diyerek belirtir. Bu sektörde SPA (Salus Per Aquam); “Sudan gelen sağlık” anlamında kullanılır. Antrenman sonrası kasılan kasların gevşemesi ve üretilen zararlı asitlerin bedenden uzaklaştırılması masaj, sauna ve bol germe cimnastiği ile mümkün.

Haa, bir de işin spor sevmeyenler tarafı var. Onlar da Davidoff puro, Don Perignon şampanya, krem-şanti çilek ve mis kokulu mumlar ve masaj yağları eşliğinde bir fantazi arifesinde bu bakımı sağlayabilirler.

Beş duyu organının olumlu bir biçimde tetiklendiği SPA merkezlerine gitme lüks değil, ihtiyaç oldu artık. Koşuşturan hayat içerisinde yer alan marazlarımızdan uzaklaşarak, kaliteli bir yaşam için suyla bakım ve terapi şart. Doğu Roma İmparatorluğu döneminde yaşayan insanların bile bu terapi için zamanları vardı.

Bizim hiç mi vaktimiz yok? Teknolojik yaşamla kendimize boş zaman yaratma olanakları giderek artmakta. Bu yüzden “vaktim yok” adlı kuyruklu yalana sarılmayınız. Özlemini yaşadığınız süreçler var. “Özlemişim” derken herkesin yaşamında bir eksikliği giderme hissi veya bir ulaşılana tekrardan ulaşma hissi vardır. Buna da ‘özlem’ denir. Kimimiz madde özlemi, kimimiz ise mâneviyat özlemi içerisinde yanar tutuşuruz.

Naçizane kulunuz bendenizin de bir takım özlemleri var. Neler mi?

* Soğuk ve yağmurlu bir gecede yürümeyi özlemişim,

* Kazak, mont, ceket türü giysileri giymeyi özlemişim,

* Kapalı bir havada Büyük Han’da sulu muhallebi yemeyi özlemişim,

* Sağanak yağmur ve fırtına altında bisikletime meydan okumayı özlemişim,

* Islak zeminli bir tepede ATV motosiklet ile mantar toplamayı özlemişim,

* Avcılardan uzak bir köşede ateş yakmayı özlemişim,

* Kırmızı başlı bülbüllerin sesini özlemişim,

* Derviş Yağcıoğlu ile Arasta’da acı bir kahve içmeyi özlemişim,

* Az kara, beyaz ve pencevüşlü ciğer yemeyi özlemişim,

* Eski Lefkoşa Efendileri’nin kahvehanelerde hükümet kurma senaryolarını özlemişim,

* Yeşilırmak’ta uçurtma uçurmayı özlemişim,

* Elye’nin (Doğancı) karpuzunu özlemişim,

* Girne’nin yasemin kokan yat limanını özlemişim,

* Can dostum rahmetli Urcan Vangöl’ü özlemişim,

* Cep telefonsuz bir hayatı özlemişim,

* Evimin rutin ziyaretçileri kırlangıçları özlemişim,

* Kardeşim Cevdet’i çok özlemişim,

* Oyna GG’yi futbolda kupa kaldırırken özlemişim (ki hentbolcu kardeşlerimi tebrik ederim),

* Çilek reçelli kızarmış ekmeği ve ceviz macununu özlemişim,

* Çocukluğumu özlemişim,

* Şu anda tanımlanamayan ‘forma aşkı’ ile futbol oynayan futbolcuları izlemeyi özlemişim,

* “Köle Isarua tatilde. Çiğdem’le bavulumu hazırla Sebastian” modundaki tatillerimi özlemişim. Neyse; “Bana ne be senin özlemlerinden” diyebilirsin değerli okuyucum. Hatta; “Hamama git” de diyebilirsiniz. Haklısınız. Keşke vakit buldukça SPA’ya da gitsem! Nokta

Diğer Haberler

Başa dön tuşu