KıbrısManşetSiyaset

Konuştukça küçülüyorlar..

Tıpkı aynı anda hem siyasal islama kucak açıp, hem Atatürkçü oldukları gibi. Bukalemun gibi renk değiştirmekten bir hal oldular

Ne yaparsak yapalım nasıl anlatırsak anlatalım anlamayacaklar.

Zira ajandaları toplumun büyük bir çoğunluğunun  beklentilerinden  farklı. Kendi dar kalıplarından bir türlü  çıkamıyorlar, bu gidişle de hiçbir zaman çıkamayacaklar. Sağıcısı, solcusu, ulusalcısı, faşisti, ırkçısı, milliyetçisi, dindarı, yobazı, tarikatçısı, liberali…

Konu Kıbrıs olunca aynı kalıpların içine sıkışıyorlar.

Dolayısıyla Kıbrıs sorununu çözecek bir mantalite  barındırmıyor bu anlayış kendi içinde de.

Onun içindir ki özellikle son yıllarda İrsen Küçük ile başlayan, Hüseyin Özgürgün ile devam eden, Ersin Tatar ile hissedilir derecede artan ve UBP’nin kendi iç yönetimine kadar sirayet eden AKP baskılı bu anlayışa teslim olmuş bir Kıbrıs Türk liderliği ve hükümeti görüyoruz sahada. Atıkları her adımı başlarına giyen bu anlayışın dışında kalanların içte ve dışta düşman ilan edildiği bir dönem geçiriyoruz.

Yeni siyaset dediler, kimseyi ikna edemediler Cenevre’de  bu siyasetle çözüm istemeyen, Crans Montana’da masayı devirip kaçan tarafı çözüm ister taraf yaptılar, uluslararası desteği kaybetmemizi sağladılar.

Nasıl bir ruh halinde iseler artık aynı anda hem Osmanlı torunu olmaya kalktılar, hem de Türk milliyetçisi.

Tıpkı aynı anda hem siyasal islama kucak açıp, hem Atatürkçü oldukları gibi. Bukalemun gibi renk değiştirmekten bir hal oldular.

Yalakalıkta sınır tanımıyorlar.

Pasaport üzerinden kafatasçılığı yapmaya soyundular.

Onu da kafalarına giydiler.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar gereksiz bir çıkış yaparak  Ercan Havalimanına Dr. Fazıl Küçük adı verileceğini duyurdu.

Bu hem şehit binbaşının ailesini yaraladı, hem de Kıbrıs Türk Toplumunun kıymetli lideri Dr. Fazıl Küçük’ün ailesini gereksiz bir polemiğin içine çekti.

Ben adım gibi eminim ki, Dr. Fazıl Küçük bugün bu durumdan haberdar olsaydı böyle bir şeyi asla kabul etmezdi.

Böylesi hassas bir durumda bile nerede duracağını kestiremeyen bir Cumhurbaşkanı. Ve nihayetinde bunu da kafasına giymeyi başaran bir yönetim anlayışına tanıklık ettik!

Lakin dur durak bilmiyorlar..

Çevrimiçi bir seminerde de  katılımcılardan birilerine Kuzey Kıbrıs’ta üniversite kampüsü  kurmaları için yardımcı olacağını söylüyor Cumhurbaşkanı Ersin Tatar.  Bunu sözlü taahhüt ediyor..

Düşünebiliyor musunuz?

Hangi yetkiye dayanarak yapıyor bunu?

Üstelik  kimseye danışmadan, böyle bir ihtiyaç analizi yapılmadan, hiçbir planlamaya gidilmeden!

Bu kadar basit olabilir mi bu konu?

Bakkal dükkanı mı bu?

Yoksa otel,fabrika mı?

Üniversiteden,eğitimden bahsediyoruz..

Olacak iş mi?

Kabile düzenlerinde bile böyle lakayt  bir anlayış olamaz.

Ve maalesef her gün yeni bir yalanla,absürt bir konuyla karşımıza çıkıyorlar.

Cenevre’de masayı devirmeye çalıştılar,yüzlerine gözlerine bulaştırdılar,çözüm istemeyen tarafı çözüm isteyen taraf yaptılar ve uluslararası destek almasını sağladılar, pasaport mevzusunu  çıkarttılar,altında kaldılar,Ercan havalimanının isim değişikliğini gündeme getirdiler başlarına giydiler..

Biz onlar adına utanmaktan yorulduk,onlar kendi kendilerini rezil etmekten bıkmadılar.

Nihayetinde ülkeyi yönetiyorlar bu insanlar  böylesi vizyon yoksunu sığ bir anlayışla..

Yazıklar olsun…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu