KıbrısManşet

Halkoylaması meselesi!

Başkanı Narin Ferdi Şefik diyor ki, “... mahkemeler önünde 1985 yılında 218 olan dava sayısı, bu yıl 1 Eylül itibarıyla bin 388’e yükseldi...”

“21 Temmuz 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 33/2020 saylı Anayasa Değişikliğine İlişkin Yasa ile yapılan Anayasa değişikliklerini kabul ediyor musunuz?”

Bu soru, Pazar günü, Cumhurbaşkanlığı seçimi için sandık başına gittiğimiz zaman, “Anayasa Değişikliği için” bize sorulacak olan sorudur.

-*-*-

Peki nedir bu soru?

Ne içerir?

-*-*-

Bu konuyla ilgili olarak Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik Ferdi’yi televizyon programıma konuk olarak almıştım, daha sonra medyada da yer alan bazı açıklamalarını “bir gün yazarım” diyerek not etmiştim.

Başkanı Narin Ferdi Şefik diyor ki, “… mahkemeler önünde 1985 yılında 218 olan dava sayısı, bu yıl 1 Eylül itibarıyla bin 388’e yükseldi…”

Yani, dava sayısı arttı, ama yargıç sayısı artmadı…

Daha doğrusu, “yargıç sayısı değil, yüksek yargıç sayısı” artmadı.

Neden?

Çünkü şu anda 8 (yazı ile sekiz) olan yüksek mahkeme yargıcı sayısının artırılması için Anayasa Değişikliği gerekiyor.

218 davaya da 8 yüksek yargıç bakıyordu, bin 388 davaya da aynı sayıda yargıç bakıyor.

-*-*-

11 Ekim Pazar günü cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte yapılacak halkoylamasında seçmenlere sunulacak oy pusulasında “21 Temmuz 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 33/2020 saylı Anayasa Değişikliğine İlişkin Yasa ile yapılan Anayasa değişikliklerini kabul ediyor musunuz?” sorusu sorulacak…

Ve seçmen, “evet” ve “hayır” yazan bölümlerin altındaki boş kutulardan birine tik veya x işareti koyarak tercihini belirtecek.

Başkan Şefik diyor ki, “Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girebilmesi için kullanılan geçerli oyların salt çoğunluğunun “evet” olması gerekiyor. Aksi halde değişiklik kabul edilmemiş olacak.”

-*-*-

TAK Ajansı’na verdiği bir demeçte, Anayasa Mahkemesi’nin 5, Yüksek İdare Mahkemesi’nin 3 yargıçla görev yaptığını anlatan Şefik, en büyük sıkıntının Yargıtay Ceza Mahkemesi’nde yaşandığını kaydetti. Ceza davalarının istinafının erken dinlenmesinin önemine işaret eden Şefik, “Bazen mahkeme iki ay ceza verir, kişi istinafa gider ama eğer istinaf erken görülmezse, cezasını çekmiş cezaevinden çıkmış olur” diye konuştu.

-*-*-

Adalet gecikiyor!

Geciken adalet, adalet olmaktan çıkıyor!

Başkan Şefik’e göre, Yüksek Mahkeme’nin davalar dışında da görevleri bulunuyor… Ve haliyle sekiz yargıç bu görevler için yeterli olmuyor…

-*-*-

Tekrar ediyorum ama “Kaza mahkemelerindeki yargıç sayısının artırılması için yasal düzenlemeler yapılabilir, zaten yapılıyor…”…

Sorun, “yüksek yargıç sayısı”…

Narin Ferdi Şefik’in verdiği bilgiye göre, şu anda 38’i kazalarda, 8’i de Yüksek Mahkeme’de olmak üzere toplam 46 yargıcımız görev yapıyor…

Yine aynı bilgilere göre, 1986’da kaza mahkemesi yargıç sayısı sadece 18’di…

Bugün bu rakam 38’e yükseldi…

-*-*-

Alt mahkemelerdeki yargıç sayısı artınca, karar sayısı da artmadı mı?

Elbette arttı!

Peki haliyle istinaf sayısı da artmaz mı?

Artar!

İşte bu noktada “istinafa bakacak yüksek yargıç sayısının önemi” de ortaya çıkmaz mı?

Çıkar!

-*-*-

Mesleki endişesi olanlar olabilir…

Anayasa’nın geçici 10’uncu maddesi durdukça, ben bu değişikliğe onay vermem diyenler de olabilir.

Saygım, yerden göğe kadardır.

Ama Sayın Yüksek Mahkeme Başkanı’nın, “Yüksek Mahkeme yargıç sayısı şu anda yetersiz kalma noktasındadır” ifadesi, “evet” demem için yeterlidir…

-*-*-

Narin Ferdi Şefik’in, yargıç sayısının artırılmasıyla ilgili değişiklik konusunda ortaya koyduğu “konular” şöyle:

“Anayasa’da şu anda ‘Yüksek Mahkeme’nin bir başkan ve 7 yargıçtan oluştuğu’ yazıyor. Değişiklik nasıl olacak?

‘Bir başkan ve en az yedi, en fazla on altı yargıçtan oluşur’ ifadesi gelecek.

Peki, neden 16?

Başkan, bunu da çok anlaşılır bir dille belirtiyor:

“… Şu anda 16’ya ihtiyacımız var mıdır? Hayır yoktur. Ancak Anayasa değişikliğinin ne kadar zor olduğu, zaten bugünlerde yaşadığımız süreçten bellidir. Kolay bir şey değildir. O nedenle değişiklik yoluna gidildiğinde biz rakamı, şu anki ihtiyaçtan daha yüksek koyduk ki 10-15 yıl sonra tekrar bir Anayasa değişikliği gerekmesin. Şu andaki acil ihtiyacımız 3 yargıç daha tayin etmektir. Bu 3 yargıcın atanmasına karar verecek olan Yüksek Adliye Kurulu’dur. Kurul da Yüksek Mahkeme yargıçları, Başsavcı, Baro Konseyi Başkanı, Cumhurbaşkanı ve Meclis’inin temsilcisinden oluşmaktadır. Yani yargı kendi içinde bu konuda karar verir. Dışarıdan bir dürtüyle karar verilecek bir husus değildir bu… Halkoylamasından evet çıktığı takdirde, kaç tane daha yargıç atanması gerektiği kararını da Yüksek Adliye Kurulu verecektir.”

-*-*-

Gelelim ikinci değişikliğe…

İkinci değişiklik, Anayasa’nın yine 143 (1) maddesindeki “… başkanın gaybubetinde en kıdemli üye ona vekalet eder” ifadesinde yapıldı… Ve onayımıza sunulacak…

Bu ifade; “Ancak Yüksek Adliye Kurulu, başka bir Yüksek Mahkeme yargıcını Yüksek Mahkeme Başkanı’na vekalet etmesi için görevlendirebilir” ekini alacak…

Yani, “en kıdemli üye vekalet edecek ama gerekirse, Yüksek Adliye Kurulu, başka bir yüksek yargıcı bu göreve atayabilecek…

-*-*-

Ve üçüncü değişiklik, Anayasa’nın 143(3) maddesinde olacak… Yargıç sayısı artacağı için yedek yargıçların görevlendirmeleriyle ilgili bir düzenleme de gerektiği için, bu da ihtiyaç açısından bence önemli…

-*-*-

Yüksek Mahkeme Başkanı Şefik, Anayasa değişikliği konusunda seçmenlere “Lütfen değişikliğin ne olduğunu kendileri okuyup bilgilensin ve bu konudaki değişikliğin gerekli olup olmadığını kendileri değerlendirip ona göre oy kullansınlar” çağrısını defalarca yaptı.

Evet, değişikliğin ne olduğu konusunda bilgisi olmayan herkes, bu akşam, yarın akşam, Cumartesi günü hatta Pazar günü oy kullanmadan önce, “mahkemeler.net” web sitesine girebilir, bu konudaki bilgilendirmeleri bulabilir…

-*-*-

Başkan Şefik diyor ki;  “Seçmen, 11 Ekim’de sandığa gitmeden önce sorulan sorunun neyi ihtiva ettiği konusunda bilgi sahibi olsun ona göre takdirlerini arzu ettikleri şekilde kullansın”…

Katılıyorum…

Bakın, kafanıza uygunsa, “evet” deyin, değilse ve / veya başka inanç ya da düşünceleriniz varsa, “hayır” deyin!

Dediğim gibi, konunun çok derinine inecek bilgi sahibi değilim…

Okuduklarımdan anladığım kadarıyla, “… Sadece gecikmeler belki azalır, insanlar bu yüzden acı çekmez” diyerek, “evet” diyeceğim…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu