KıbrısManşetSiyaset

Dürüst şarlatanlar ve yalancı dalkavuklar!

Sırf koltuk uğruna, sırf korkudan dolayı ve tabii ki “iki taraflı hatalar nedeniyle” neredeyse tüm hükümet “Ak Parti KKTC Örgütü” gibi davranmak zorunda kalmaktadır

Bayıldım bu habere!

Hangi haber?

Bir buluş efendim, bir buluş!

Yeni bir icat!

Ciddi bir “yalan makinesi” icat etmişler!

Sonucu, yüzde 90 doğru biliyor!

Hemen KKTC’ye gelmeli!

-*-*-

Nedir bu makine ya da buluş?

Efendim, yüzde 90 doğruluk oranıyla çalışan bir yalan tespit makinesi!

Düşünebiliyor musunuz?

Bu makine KKTC’ye gelmiş!

Ve bazı siyasilerimize “hodri meydan” çekilmiş!

-*-*-

Yani ayıptır söylemesi, sırf koltuk uğruna, hayatları boyunca hiç inanmadıkları “şeylere” inanırmış gibi yapan bir yığın siyasetçiden söz ediyorum!

Nasıl ama?

-*-*-

Hayatı boyunca, ilkokulda ve ortaokulda, din derslerinden kaçmış, tövbeler tövbesi, besmele çekmeyi bilmeyen koskocaman adamlar, günde beş vakit namaz kılıyor!

Veya “kılarmış gibi yapıyor!”

Neden?

Koltuk korkusundan!

-*-*-

Mahalle baskısından da diyebiliriz!

-*-*-

Gerçekten çok komik olur; makine gelmiş, Meclis’te daha dakka bir gol bir; “kaç süre biliyorsunuz?”; cevap veriyorum “10”…

Makineden bir ses, “zaaaaaaart!”

Yalan!

Adam, “Besmele” çekemiyor!

Ama Ankara’nın baskısından, sahte internet hesaplarının şiddetinden ürküyor!

Biraz daha trolleseler, sarıkla cüppeyle meclise gelecek derecede yani…

Allah’tan “ahlaksız” trollerin de azıcık insafı var!

-*-*-

Trollerden, Ankara’dan, mahalle baskısından korkan haliyle ne yapıyor?

Yalana başvuruyor!

Şirin görünmek için, hayatında tek rekat namazı olmayan adam, günde 15 rekat kılarmış gibi davranabiliyor!

(İnanarak ibadetini yapan bir veya bilemediniz üç kişiyi tenzih ederim bu arada…)

-*-*-

Haliyle, doğaldır, yapay veya sahte ilişkiler; sağlam temele, saygıya, sevgiye bağlı olması gereken aradaki bağı geriyor! İnandırıcılığını yitiriyor o bağ!

Ve bu sahte bağlar, inanın, iki ülkenin arasındaki tarihi veya duygusal her türlü ilişkiyi de “tahrip” edebiliyor!

-*-*-

Üzgünüm ama en başta büyük oranda UBP’ciler ve bir yığın sahte milliyetçiden söz etmek lazım!

Bunların geçmişinin yüzde 95’inde, “milliyetçi – militarist ideoloji” hakimdir!

Yani Türkiye’deki mevcut iktidarın ideolojisi ile bunların ideolojisi arasında kesinlikle yakınlık yoktur!

Hele CTP?

Bence tam fiyaskodur!

UBP’de “milliyetçiliğin” doğal bir de “muhafazakar” yanı söz konusudur, akmazsa damlayan bir yakınlık olabilir de CTP’nin Ak Parti ile ilişkisi her zaman çok komik olmuştur!

-*-*-

Ne mi yapılmalıydı?

Ana – Yavru iddiası, bir duygusal ilişki şekli olarak her zaman kalabilmeliydi!

Ama gerçek devlet ilişkisi, illa ki inanç veya ideolojik yakınlığı gerektirmemeliydi!

Çünkü o ideolojik yakınlık yalandır!

İşte makine o yüzden şarttır!

Eğreti ilişkiyi ortaya koyması için!

-*-*-

Kısacası temelde, KKTC ile TC arasındaki en büyük sıkıntı, ilişkilerin “olması gerektiği gibi” olmamasından kaynaklanmaktadır.

Sırf koltuk uğruna, sırf korkudan dolayı ve tabii ki “iki taraflı hatalar nedeniyle” neredeyse tüm hükümet “Ak Parti KKTC Örgütü” gibi davranmak zorunda kalmaktadır.

“İki taraflı hata” dedik; elbette Türkiye’den gelen “Trol baskısı” içerikli rüzgar da bu eğreti, sahte ve yalan ilişkiye olumsuz etki etmektedir.

-*-*-

İdeolojik tutarlılık şarttır…

Neden ideoloji şarttır?

İşte bu tür yalanlar olmaması ve ilişkilerin seviyesinin veya düzeyinin daha sağlam bir şekilde oluşturulması için ideolojik tutarlılık şarttır…

-*-*-

Son derece Kemalist bir UBP’linin, bir numaralı “Anti Kemalist” pozisyonuna düşmesi, iki ülke ilişkilerini seviyeli duruma sokmaz. O UBP’liyi “zavallı” duruma sokar sadece!

Ama son derece “Dinci” bir ideoloji de “inanmadıklarını bile bile”, koskoca adamları baskıyla veya korkutmayla “içinde bulunduğumuz zavallı ve aciz hale sokmaz!”…

-*-*-

Ak Parti iktidarı ile iyi geçinmek için, illa ki Ak Parti ideolojisine sahip olunması, KKTC açısından son derece “yalan” bir durumdur!

Tamamı, TMT’nin ruhunda var olan “maksimum seviyede milliyetçi, Kemalist ve yine en yoğun düzeyde militarist” ideolojinin etkisindeki UBP ekibinin, Atatürk’ün adını dahi kullanmaktan imtina eden bir siyasetle “etle tırnak” görünmesi; duygusal açıdan felakettir; yalancılıktır.

Makine bu yüzden önemlidir!

-*-*-

İnanç, şov değildir!

Makine bu yüzden önemlidir…

İnanmadan namaz kılmak, inanmadan oruç tutmak, “ibadet” değil, sadece “sahtekarlıktır”…

-*-*-

Elbette Türkiye ile KKTC arasındaki ilişki; çok sıkı kardeşlik, sarsılmaz dostluk ilişkisi olmalıdır.

Ama bunu sağlamanın yolu, “yalancılık” olursa, o ilişki “eğreti”dir!

TC Yönetimi ile KKTC Yönetimi arasında, saygı, sevgi, hoşgörü, anlayış en üst seviyede olmalıdır…

Ama şu andaki ilişki; tam anlamıyla fiyaskodur, sağlıksızdır!

-*-*-

Daha önce de söyledim; bu ilişki, geçmişte de son derece sağlıksızdı.

Militarist emir – komuta ilişkisiydi ve hiçbir zaman “demokratik – çağdaş” anlamda, medeni devlet ya da medeni toplumların ilişkisi söz konusu olmamıştı!

Ama, şu andaki pozisyon, tam anlamıyla dalkavukluk makamıdır!

-*-*-

Haaa bizler de şarlatanlık yapıyor olabiliriz!

Ama “dalkavuk” en tehlikeli olandır; “evet efendim”den başka hiçbir şey bilmez.

Kendisine küfredilse bile “estağfurullah” der, küfrü bile sineye çeker, her türlü yalanı söyler, yeter ki yeri sağlam kalsın!

Ama şarlatan, deliliğe vurur, şakaya çevirir, eleştirisini yapar ve asla yalana kaçmaz!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu