KıbrısManşet

Denktaş: Seçilmemin ardından Ankara ve Bakü’ye gideceğim

Güney’in mevcut parametrelere bağlı iki toplumlu iki kesimli federasyonu kabul etmeyeceğini vurgulayan Denktaş, “ben gençliğimi kaybettim, çocuklarım büyüdü ve torunlarım oldu. Bizim Anastasides’in ortaya attığı Desentrileze federasyonu havada kapmamız lazımdı” dedi

Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Serdar Denktaş, Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda Ankara’nın ardından aynı gün Bakü’ye ziyaret gerçekleştirmek istediğini belirtti.

Katıldığı programda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Denktaş, 2003 yılında KKTC’den Azerbaycan’a direk uçuş yapıldığını hatırlatarak seçilmesi halinde bu kapıyı zorlayacağını kaydetti.

Savaş istemeyen bir yapısı olduğunu hatırlatan Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Serdar Denktaş, “Rum komşularımız sınır boyuna mevziler yapıyor. Türkiye artık Doğu Akdeniz konusunda adım atamaz. Atacağı adım kendisini tamamen karasularına hapsedecek. Ege’deki sorun Akdeniz’e taşınmış olacak. Bu noktada geri adım atacak olan Güney Kıbrıs ve Yunanistan’dır. Rum’un uzlaşmazlığının nedeni de bellidir. Buna rağmen “hade canım” sende diyerek Rum’a seni tokatlamaya geliyorum demek olmaz. Diplomasi son ana kadar denenmelidir. Bir saldırı olursa bize o zaman gereken cevap verilir. Bu anlamda da güç bizdedir. Gücümüz var diye ben istediğimi yaparımda olmaz. Bunu dünya da kabul etmez. İstediğimizi kabul ettirmek için Mutallo’yu da gidip bayrak mı dikeceğiz. Oldu mu böyle bir şey tarihimizde? Yoktur… Onlar Girne’ye bayrak dikmek istiyorlarsa da hadi gelsin buyursun. Biz karşı yoldan o bize, biz ona söveriz ama ortaya çıkıp kavga etmek yoktur” dedi.

Güney’in mevcut parametrelere bağlı iki toplumlu iki kesimli federasyonu kabul etmeyeceğini vurgulayan Denktaş, “ben gençliğimi kaybettim, çocuklarım büyüdü ve torunlarım oldu. Bizim Anastasides’in ortaya attığı Desentrileze federasyonu havada kapmamız lazımdı” dedi.

“DÜNYA YENİ DÖNEME GEÇİYOR”

Bütün dünya pandemiyi kullanmak suretiyle yeni döneme geçiyor. Normalleşme sürecinde Amerika sağlık sistemini organize etmek için kırk yaş altı bir grup oluşturuyor ve bunlardan biri Kıbrıslı bir Türk. KKTC de biz bu dönemi fırsata çevirebilirdik fakat hükümetteki kararsızlıklar yüzünden bu fırsatı kaçırdık. Dayanışmanın en yüksek olduğu dönemde yanlış kararlarla hükümet bu fırsatı  karmaşaya çevirmeyi başardı.Biz bu yeni normalleşme sürecinde dünyaya bakarak eski anomalileri ortadan kaldırabilir miyiz? diye bakmalıyız.

Dayanışma kolu oluşturarak sorunları nasıl önleriz? Değişimleri nasıl yapabiliriz diye konuştuğumuz dönemdir yeni dönem. Yepyeni bir anayasa olmalı. Eski anayasa çok ayrıntılı olduğu için verim düşüklüğü yaratıyor. Bunu tartışırken yeni bir sistem de gündem de olmalı başkanlık sistemi tartışılmalı. Anayasa da düzgün pratik sadece yanlış yapana ceza veren gibi yasalar yer almalıdır. Bunun için önce toplumu birbiriyle barıştırarak diyalogla karşılıklı söylenen konuşulan bir ortam olmalıdır. Ben bu konu da kendime güveniyorum.  Bunların bir kısmını daha çabuk harekete geçirebiliriz. Ama bizim her bir bucuk yılda bir genel seçimimiz var bu varken de biraz aksayabilir. Sistem değişikliği dediğim yöntemle olmalı ki aksi halde büyük sorunlar yaratır.  Bilerek adım atmak yolu bilerek yürümek gerekir.

“GÜNEY’DE İÇ HUKUKU TÜKETMELİYİZ”

Öncellikle BM’de, KKTC yaşayan Kıbrıslı Türklere ambargo uygulayın diye bir kural yoktur. Burada ki mesele iç hukuku tüketmektir. Güneye “Kıbrıs Cumhuriyeti “ kimlik kartı olan bireyler spor ambargosuyla ilgili dava açabilir. Daha sonra uluslararası mahkemeye taşınabilir. Bu her ambargo için geçerlidir. Kıbrıs Türk Endüstrisini tanıtma standartlarına girmeyi düşündük ve statü oluşturalım istedik. Kıbrıs Türk Endüstrisi’nin vereceği belgeyi Türkiye’de ki TSE aracılığıyla tüm dünyaya tanıtacaktık. Tıpkı YÖDAK’ın YÖK üzerinden yaptığı gibi ama olmadı. Bizim limanlarımız riskli bölge kabul ediliyor ve buraya olan ihracatı daha yüksek fiyatla alıyoruz. Bunlar gündeme geldiğinde Kıbrıs sorunu tekrar gündeme gelecek bizde doğru adımlarla bu ambargoları kaldırabiliriz. O zaman teyit edilmiştir olacak ki Kıbrıslı Türkler ambargoların kalkması için her şeyi yaptı gerisi insan haklarına bağlıdır. Kıbrıslı Türkler adına bir takım yenilikler gerekir. Süreli olmalı şartıyla yapılabilir Türkiye ile gümrük anlaşması yapılacaksa bu şekil olabilir. Yeşil hat üzerinden yapılacak değişiklikle Türkiye kapısı Güney Kıbrıs’a bizim üzerimizden açılabilir. Türkiye deki mallar Yunanistan’dan güneye geçeceğine bizim üzerimizden güneye geçsin. Güney’de aynı şekilde bir takım mallarını bu şekilde kullanabilir. Bu anlamda Güney’le konuşup Türkiye’nin onlar içinde fırsat olabileceğini gösterelim. Birleşerek yaşayamıyorsak birlikte yaşamayı başaralım. Bu yeni Kıbrıs Türk Cumhuriyetine de gidilebilir. Bir yere varılacaksak yeni bir cumhuriyetin olacağı çok net.

“GÜNEY’İN ŞARTLARI KABUL EDECEĞİNE İNANMIYORUM”

Ben güneyin BM şartlarını kabul edeceğine inanmıyorum. Çünkü onlara göre Kıbrıs  coğrafyası vardır bu adanın tümüdür. Adada yaşayan Kıbrıs halkı elendir onlara  göre bizler azınlığız. Onlar Kıbrıs adasını Rum’un görüp Türkü yok saymaktadırlar. Bu sebeple yeni ray oluşturalım. Bazı alanlarda iş birliği yapabilirizi göstermeliyiz.

“TÜRKİYE İLE ORTAK HEDEF GEREKİR”

Türkiye ile oturup ortak hedef oluşturmamız lazım. Kıbrıs’ta bizim, Akdeniz’de Türkiye’nin atacağı adımları ikimiz de desteklemeliyiz. Elli yıldır uğraştığımız plan Rum tarafından kabul edilmedi edilmeyecekte bunu bilerek uğraşmaya gerek yok. Anastasiades’in ortaya attığı merkezi çok zayıf olduğu bir federasyon modeli var bunu konuşalım. Ufku açık olsun. BM ile oturup konuşmalı ve sonunda ne olacağını bilmeliyiz.  Rum tezi olarak önümüze koyulup çekilen tezi konuşalım. Ucu açık olmasın dediğim bu süre içerisinde ne yapacağımızı bilmemiz lazım. Kendi içimizde oturup sonuçlanmayacağı takdirde ne yapacağımızı konuşmamız lazım. Bir takım normalleşmeleri sağlarsak Maraş’ın da açılması mümkündür. Maraş Kıbrıs Rum ve Türklerin ortaklaşa iş yapacağı ortak alan haline gelebilir. Böylesi bir hazırlık ekonomiyi iyi şekilde çevirebilir.

“HER ALANDA YÜZDE ELLİ HAKKIMIZ VAR”

Her alanda ki zenginliklerde %50 bizim de hakkımız var. Doğu Akdeniz’de ki meselelerde bizde söz hakkına sahibiz. Bu alanda bölge enerji formu oluşturup çözüm için iki tarafında barış içinde yoluna devam edeceği bir sebep olsun.  Bir çözüme varamayacaksak da artık kavga etmeyen yoluna devam eden iki taraf olsun.

“AB TARAFTIR”

Avrupa Birliği taraftır. Tarafsız bir gözle bakamaz Kıbrıs’a. Çünkü Yunanistan ve Güney Kıbrıs üyesidir. Ondan AB muhatabımız değildir diyorum. BM ile konuşabiliriz. Başta Türk devletlerini de tarafımıza çekerek konuşabiliriz. Diplomasiyle ve Türkiye ile birlikte hareket ederek bunu yapabiliriz.

“EVET VERECEĞİZ”

Tek maddelik bir referandumdur Yüksek mahkeme yargıç sayısını yükseltmek içindir. Gereklidir. O dönemle bugün ki dönem şartlarının farklı olmasıyla onay verilmesi gereken bir maddedir.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu