KıbrısManşet

Aydın: “Türkiye ve KKTC’nin ebedi varlığı Akdeniz’in çatısı ve omurgasıdır”

Kıbrıs İlim Üniversitesi Onursal Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın, yazılı bir açıklama yayınladı

Kıbrıs Türk halkının, 1974’ten bu yana adada barış ve huzur içerisinde yaşadığını belirten KİÜ Onursal Başkanı Doç. Dr. Aydın, Kıbrıslı Türklerin, Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerinden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğini vurguladı.

“Bu uğurda bedeller ödemiş ve ödemektedir” diyen Doç. Dr. Aydın, yazılı açıklamasına şöyle devam etti:

“Ödenen tüm bedellerin arkasında asırlardır var olduğumuz bu aziz coğrafyada huzur ikliminin yeniden tesis edilmesi yatmaktadır. Devlet demek, hürriyet demektir. Türkiye, Kıbrıs Türkünün ve KKTC’nin bir devlet olarak verdiği varoluş mücadelesinin hiçbir şekilde zayıflatılmasına ya da yok sayılmasına yönelik üstenci yaklaşımlara asla müsaade etmeyecektir. Asırlardır içine çekilmeye çalışılan kirli oyunlara karşı birlikteliğimiz yegâne gücümüz olmuştur.”

“AKDENİZ’İN ÇATISI VE OMURGASI…”

Türkiye ve KKTC’nin ebedi varlığının, “Akdeniz’in çatısı ve omurgası” olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Aydın, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Akdeniz’e kıyısı olmayan ülkelerin dahi Türkiye ve KKTC arasında nifak tohumları atmaya çalıştıkları bir ortamda verilecek en güzel cevap, KKTC ve Türkiye arasındaki sarsılmaz kardeşlik bağlarının güçlendirilmesinden geçmektedir. Bu gerçeğin kabulü, Ada’da aynı zamanda kalıcı bir uzlaşının da temelini oluşturmaktadır.”

“KIBRIS TÜRK DEMOKRASİSİ, KIBRIS TÜRK HALKININ GURUR KAYNAĞIDIR”

İktidarı ve muhalefetiyle, Kıbrıs Türk halkının en büyük kazanımının, çoğulcu demokratik yapısı olduğunu vurgulayan KİÜ Onursal Başkanı Doç. Dr. Aydın, “KKTC’de insan haklarına saygılı, çağdaş değerleri titizlikle koruyan barışçı bir siyasi ve hukuki sistem vardır. Kıbrıs Türk demokrasisi, Kıbrıs Türk halkının gurur kaynağıdır” dedi.

“KRİTİK BİR SÜREÇ” VURGUSU

Kıbrıs meselesinde, birlik ve dayanışmanın muhafaza edilmesi gereken kritik bir sürece girildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Aydın, şöyle devam etti:

“Yaklaşık yarım asırdır el ele gönül gönle sürdürdüğümüz varlık ve özgürlük mücadelesinde, bugüne kadar kat edilen mesafenin temelinde, Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının birlik ve bütünlüğünü muhafaza etmekte gösterdiği kararlılık ve başarı yatmaktadır.”

“BU MİRASA SAHİP ÇIKMAK BU TOPRAKLARDA YAŞAYAN HERKES İÇİN MİLLİ BİR GÖREVDİR”

Kıbrıs Türkü’nün, tarih en zor dönemlerinde dahil Türkiye ile omuz omuza kahramanca mücadele ettiğini vurgulayan Doç. Dr. Aydın, Kıbrıs Türkü’nün, özgürlüğünü canı pahasına koruduğunu ve bugün torunlarına; huzur ve barış dolu bir ülkeyi miras bıraktığını ifade etti, “Bu mirasa sahip çıkmak bu topraklarda yaşayan herkes için milli bir görevdir” vurgusu yaptı.

“KİMİMİZ ‘ÖLÜRKEN’ DİYORUZ, KİMİMİZ ‘ÖLÜRKANA’…”

KKTC ve Türkiye arasındaki aziz kardeşliğin, el ele ve gönül gönüle aydınlık ufuklar açacağına olan inancına vurgu yapan Doç. Dr. Aydın, sözlerini, Güçlü Türkiye, Güçlü KKTC” anlayışıyla, şehit Kıbrıslı Türk şair Süleyman Uluçamgil’in dizeleri ile tamamladı:

“Ne çıkar aramızda Akdeniz varsa

Hep aynı sınırlarda sıvanmışız

Kimimiz ‘ölürken’ diyoruz

Kimimiz ‘ölürkana’…”

Kıbrıs İlim Üniversitesi Onursal Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

1974’ten bugünümüze Ada’da barış ve huzur içerisinde yaşayan Kıbrıs Türk halkı, Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerinden hiçbir zaman vazgeçmemiş ve vazgeçmeyecektir. Bu uğurda bedeller ödemiş ve ödemektedir. Ödenen tüm bedellerin arkasında asırlardır var olduğumuz bu aziz coğrafyada huzur ikliminin yeniden tesis edilmesi yatmaktadır. Devlet demek, hürriyet demektir. Türkiye, Kıbrıs Türkünün ve KKTC’nin bir devlet olarak verdiği varoluş mücadelesinin hiçbir şekilde zayıflatılmasına ya da yok sayılmasına yönelik üstenci yaklaşımlara asla müsaade etmeyecektir.

Asırlardır içine çekilmeye çalışılan kirli oyunlara karşı birlikteliğimiz yegâne gücümüz olmuştur.

Akdeniz, bize atalarımızdan miras kalmış huzur iklimidir, barıştır, kardeşliktir. Bundan dolayı Türkiye ve KKTC’nin ebedi varlığı Akdeniz’in  çatısı ve omurgasıdır. Akdeniz’e kıyısı olmayan ülkelerin dahi Türkiye ve KKTC arasında nifak tohumları atmaya çalıştıkları bir ortamda verilecek en güzel cevap, KKTC ve Türkiye arasındaki sarsılmaz kardeşlik bağlarının güçlendirilmesinden geçmektedir.

Bu gerçeğin kabulü, Ada’da aynı zamanda kalıcı bir uzlaşının da temelini oluşturmaktadır. İktidarı ve muhalefeti ile oluşturduğu çoğulcu demokratik yapısı, Kıbrıs Türk halkının en büyük kazanımı ve zenginliğidir. KKTC’de insan haklarına saygılı, çağdaş değerleri titizlikle koruyan barışçı bir siyasi ve hukuki sistem vardır. Kıbrıs Türk demokrasisi, Kıbrıs Türk halkının gurur kaynağıdır.

Bu dönem, milli davamız olan Kıbrıs meselemizde birlik ve dayanışmamızı muhafaza etmemiz gereken kritik bir süreçtir. Yaklaşık yarım asırdır el ele gönül gönüle sürdürdüğümüz varlık ve özgürlük mücadelesinde, bugüne kadar kat edilen mesafenin temelinde, Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının birlik ve bütünlüğünü muhafaza etmekte gösterdiği kararlılık ve başarı yatmaktadır. 

Tarihin en zor dönemlerinde dahi Türkiye ile omuz omuza kahramanca mücadele eden Kıbrıs Türkü, özgürlüğünü canı pahasına korumuş ve bugün torunlarına huzur ve barış dolu bir ülkeyi miras bırakmıştır. Bu mirasa sahip çıkmak bu topraklarda yaşayan herkes için milli bir görevdir.

Önümüzdeki yeni dönemde de; KKTC ve Türkiye arasındaki aziz kardeşliğin, el ele ve gönül gönüle aydınlık ufuklar açacağına olan inancımla ve “Güçlü Türkiye, Güçlü KKTC” anlayışıyla, şehit Kıbrıs Türk şairi Süleyman Uluçamgil’in dizeleriyle sizleri saygıyla selamlarım:

Ne çıkar aramızda Akdeniz varsa

Hep aynı sınırlarda sıvanmışız

Kimimiz ‘ölürken’ diyoruz

Kimimiz ‘ölürkana’…”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu