KıbrısManşet

Anastasiadis, Avrupa Konseyi kararlarından memnun

AB Zirvesi’nden sonra basına açıklamalarda bulunan Rum Lider Nikos Anastasiadis, Zirve’den memnun olduğunu belirtti

Rum Lider Nikos Anastasiadis, Avrupa Konseyi’nin AB-Türkiye stratejik ilişkileri ve Doğu Akdeniz’deki durumla ilgili olağanüstü toplantısında, Avrupa Birliği ve uluslararası hukuk ilke ve değerleri temelinde AB-Türkiye ortaklığına izin verecek çerçevenin oluşturulma yolları üzerinde, kapsamlı bir görüşme yapıldığını söyledi.

Anastasiadis şöyle konuştu:

“Liderlerin ittifak içinde bu görüşü, vurgulamak isterim ki bunun, bir ortaklığın, Türkiye’nin uluslararası hukuka aykırı olarak Yunanistan ve Kıbrıs’ın egemenlik haklarının zarar görmemesi için yasa dışı faaliyetlerine son vermesinin önkoşulu idi. İzlenecek metot ve taktik konularında hemen yaptırımlar uygulanması veya Avrupa Konseyi Başkanı’nın ve yönetici ülkenin girişimiyle, iki ay ve birkaç gün sonra, Aralık 2020’de yapılacak Avrupa Konseyi toplantısına kadar bir karar alınmasında başarısız olunması durumunda çalışması için diplomasinin yolunu açmak dahil çeşitli öneriler yapıldı.

Toplantı sonuçlarının 20’inci paragrafında açıkça belirtildiği gibi, uluslararası hukuka karşı tek taraflı girişimler ve kışkırtmaların devam etmesi halinde Avrupa Birliği şüphesiz kendisinin ve kendi üyesi ülkelerin çıkarlarını korumak için TEU’daki 29. Madde ve TEU’daki 215’inci maddeyle uyumlu bütün seçenekleri kullanacaktır.

Kıbrıs’tan ayrılmadan önce de belirttiğim gibi yaptırımlar kendi içerisinde bir son değildir. Önemli olan, Kıbrıs sorununa nihai bir çözüm için verimli bir diyalog zemine yaratabilmek için Türkiye’nin yasadığı faaliyetlerine son vermek ve gerekli olumlu havayı yaratmaktadır. Tartışmalardan ve gelişmekte olan girişimlerde olası faydaları tarttıktan, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarının korunması için müdahalelerimiz kabul edildikten sonra, tabii ki Yunanistan ve bir bütün olarak Avrupa Birliği, Avrupa ülkeleri liderleri olarak oybirliğiyle, sorumluluğun ve seçimin yükü açıkça Türkiye’ye aktarılmaktadır.

Zirve’nin sonuçlarıyla ilgili memnuniyetimi ifade etmek isterim. Sonuç bildirgesi, açıkça Türkiye’ye ‘Kıbrıs’ dedi şu noktaları vurguladı:

Avrupa Konseyi (Türkiye’ye) uluslararası hukuku ihlal eden tek taraflı hareketlerden kaçınma çağrısında bulunuyor, Avrupa Konseyi’nin, bağımsızlıklarına ve egemenlik haklarına saygı gösterilmesi gereken Yunanistan ve Kıbrıs ile tam dayanışmasını yeniden doğruluyor. İkinci olarak Türkiye’ye gelecekte de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarının ihlalinden kaçınması çağrısı yaptı ve Türkiye’yi kınadı. Üçüncü olarak Türkiye’ye Kıbrıs’ın, uluslararası hukuk çerçevesinde Türkiye ve Kıbrıs arasındaki deniz sınırının belirlenmesi için bir diyaloğa katılma davetini kabul etmesi çağrısı yaptı.

Dördüncü olarak Avrupa Konseyi, Kıbrıs sorununa BM kararları esasında, AB ilkelerine uyumlu olacak şekilde müzakerelerin hızla başlamasını destekledi, aynı zamanda Türkiye’ye de aynı şekilde yanıt vermesi çağrısında bulundu; Avrupa Birliği Kıbrıs’la ilgili yeni bir Zirve için bir temsilci atayarak müzakereleri desteklemeye aktif olarak katkı koymaya hazır olduğunu bildirdi.”

Beşinci olarak, BM Güvenlik Konseyi’nin 550 sayılı (1984) ve Maraş’ın yasal sahiplerine ve yaşayanlarına geri verilmesiyle ilgili 789 sayılı (1992) kararlarına saygı gösterilmesine özellikle atıfta bulunuldu.”

Altıncı olarak olumlu bir AB-Türkiye siyasi gündemi başlatılması durumunda, Kıbrıs ve Yunanistan’a karşı yasadışı faaliyetlerin sona ermesi gerektiğine ilişkin özel bir şart konuldu.

Biz, bu konuyu görüşmeyi ve oybirliğiyle bir karar almayı istediğimizden bu konuda pek rahat olduğumu itiraf etmeliyim. Türkiye’nin yasadışı hareketlerini önleyecek bu tür girişimleri desteklemek için Avrupa Birliğinin tam dayanışma ve kararlılığını yoğun biçimde ifade etmesine yönelik çeşitli görüşler vardı.

Bununla birlikte memnunum. Çünkü aylarca süren etkili tutarlı diplomasiyle, karar kurumsal olarak ve bunu vurgulamak isterim, bizim açımızdan AB ile çabaların devam etme, ayrıca yasal hareketi sona erdirecek girişimlere öncü olacak ve daha da önemlisi, müzakereler başlaması beklentimiz vardır. Tüm koşullar tarif edildi ve şimdi Türkiye’nin uyumlu hareket edip etmeyeceğine veya hangi yolu izleyeceğine karar vermesi gerekmektedir.”

Diğer Haberler

Başa dön tuşu